Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | (bir şeyden) sıkılmak | be tired of (something) f. | ||
I had more questions, but Tom seemed to be tired of my questions, so I didn't ask them. Başka sorularım da vardı ama Tom sorularımdan sıkılmış gibiydi, ben de sormadım. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | (bir şeyden) sıkılmak | get tired of (something) f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | bir şeyden sıkılmak | be bored with f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (bir şeyden) canı sıkılmak | weary of (something) f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | (bir şeyden) çok sıkılmak | be sick and tired of (something) f. |
Konuşma Dili | (bir şeyden) çok sıkılmak | be sick of (something) f. |
Konuşma Dili | (bir şeyden) çok sıkılmak | be tired of (something) f. |
Idioms | ||
Deyim | bir şeyden sıkılmak | become weary of f. |
Deyim | bir şeyden sıkılmak | grow tired of f. |
Deyim | (bir şeyden) çok sıkılmak | be sick to death of (someone or something) f. |
Deyim | (bir şeyden) çok sıkılmak | be tired to death of (something) f. |
Deyim | bir şeyden/bir şey yapmaktan sıkılmak | be tired of something/doing something f. |
Deyim | bir şeyden/bir şey yapmaktan sıkılmak | get tired of something/doing something f. |